Sorularınız İçin Bizi Arayın: - 0532 113 15 08
Dil Seçimi
Menü
Sosyal Medya
Ara

TANIMA VE BABALIK HÜKMÜ

A. Tanıma

I. Koşulları ve şekli

Madde 295- Tanıma, babanın,  nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.

Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.

Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.

–––––––––––––

(1) Bu fıkrada yer alan “...her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl...”ibaresi, 10/12/2013 tarihli ve 28847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 10/10/2013 tarihli  ve E.: 2013/62, K.: 2013/115 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.


8093

 

II. Bildirim

Madde 296- Beyanda bulunulan  nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkim, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir.

Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk  vesayet  altında ise vesayet makamına bildirir.

III. İptal davası

1. Tanıyanın dava hakkı

Madde 297- Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle  tanımanın iptalini dava edebilir.

İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır.

2. İlgililerin dava hakkı

a. Genel olarak

Madde 298- Ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanımanın iptalini dava edebilirler.

Dava tanıyana, tanıyan ölmüşse  mirasçılarına karşı açılır.

b. İspat  yükü

 Madde 299- Davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.

Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar.

3. Hak düşürücü süreler

Madde 300- Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

İlgililerin dava hakkı, davacının  tanımayı ve  tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl  geçmekle düşer.

Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer.

Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. 

B. Babalık hükmü

I. Dava hakkı

Madde 301- Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.

Dava babaya, baba ölmüşse  mirasçılarına karşı açılır.

Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.

II. Karine

Madde 302- Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.


8094

 

Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur.

Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.

 III. Hak düşürücü süreler

 Madde 303- Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.

(İptal ikinci fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve E.: 2010/71, K.: 2011/143 sayılı Kararı ile.)(1)

Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.

Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. (2)

IV. Ananın malî hakları

Madde 304- Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:

1. Doğum giderleri,

2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,

3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.

Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.

Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.

 

Soy bağının Reddi Davası Hangi Sürede Açılmalıdır?

Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, içinde açmak zorundadır.

Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. 

 

Babalık davası & nafaka & tazminat ve sonuçları


4721 Sayılı Türk Medeni Hukukunda babalık davaları 301. madde ve devamında anlatılmış olup, çocuk ile baba arasındaki soy bağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebileceklerini açıklamıştır. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. 

Babalık davasına karina olarak kanunun 302. maddesinde şu belirtilmiştir. "Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur. Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder." 

Babalık davasını kimler, hangi süre içerisinde açabilir?

a) Evlilik dışında doğan çocuğun annesi, babalık davası açabilir: Evlilik dışı doğan çocuğun annesi, evlilik dışı çocuk doğmadan evvel veya doğumdan itibaren nihayet 1 sene içinde açabilir. Bu süre hak düşürücü süredir. Babalık davası, anne tarafından açılmış ise, 1 senelik süre “doğum” tarihinden itibaren başlar.
b) Çocuk adına kayyım tarafından babalık davası açılabilir: Babalık davası, çocuk adına kayyım tarafından açılmış ise, kayyım’ın “atanma” tarihinden itibaren başlar, atanma tarihinden itibaren, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde babalık davasını açar. 
Kayyum tayini :
Evlilik dışı doğan çocuk adına açılacak babalık davasında, çocuğun çıkarlarını koruması için, sulh hukuk mahkemesinde, “kayyım” tayin edilir. “-…babalık davasında, “kayyım” bulunmalıdır. dava ana adına açılmış olsa bile, kayyım’ın katılmasına (müdahalesine) olanak hazırlanmalıdır”. (hgk 13.04.1988 t., e: 1987/2-871, k: 1988/330)
“-…ana tarafından açılan babalık davalarında, mutlak surette küçüğe kayyım tayin edilmelidir”. (hgk 20.01.1998 t., e. 1987/2-473, k: 1988/42) 
c)Çocuk açabilir: Çocuk için kayyım tayin edilmemiş ise, çocuk “reşit” olduğu tarihten itibaren 1 yıl içinde babalık davasını kendisi açabilir. 

Neden 1 yıllık dava açma süresinin niteliği : Kanunda gösterilen 1 yıllık dava açma süresi, “hak düşürücü” süredir. 1 yıllık süre, kamu düzenini ilgilendirir. Hakim tarafından resen araştırılır ve uygulanır. (hgk 04.11.1992 t., e: 1992/2-543, k: 1992/635)
istisnası :
“-…babalık davasında, söz konusu 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinde, davalı taraf bir takım hileli davranış tutum ve olaylarla, örneğin ana ile evleneceğine dair vaatlerle ona güven vererek oyalamış ve bu nedenlerle, 1 yıl içinde dava açılmasını engellemiş ise, 1 yıllık süre geçmesine rağmen yine dava açılması mümkündür”. (hgk 28.03.2001 t., e: 2001/2-239, k: 2001/300) 
“-…davacı annenin, babalık davasında hak düşürücü süreyi davalının oyalayıcı ve aldatıcı eylemleri ile geçirttiğine dair savunmasının incelenmesi doğrudur”. (hgk 12.12.1980 t., e: 1980/2-2518, k: 1980/2762) 

Babalık davasının tarafları kimlerdir? Kimlere karşı dava açabiliriz?
a)Evlilik dışı babaya karşı açılabilir.
b)Baba ölmüş ise, babanın mirasçılarına karşı açılabilir. 

Hangi hallerde, babalık davası açılmasına ihtiyaç yoktur?
Evlilik dışı baba, notere gider, çocuğun kendisinden olduğunu resmi beyanla kabul ederse veya nüfus müdürlüğüne giderek, çocuğu tanır ise, babalık davası açmaya gerek yoktur. Bu tür açılan davalar hakim tarafından red edilir. 

Baba dava açabilir mi?

Evlilik dışı doğan çocuğun babası kanunun 286. maddesi gereğince, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Soybağının reddi davasında ayrıca Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. 

Evlilik dışı doğan çocuğun “velayeti” kime bırakılır?
Kanun gereği evlilik dışı doğan çocuğun velayeti "anne" ye aittir.

BABALIK DAVASINDA NAFAKA, TAZMİNAT, DOĞUM GİDERLERİ VE DİĞER MALİ HAKLAR 

Babalık davası içerisinde istenen nafaka talebi, babalık davasının, “eki” niteliğindedir ayrıca “harca” tabi değildir. Nafaka talebinin reddi veya kabulü halinde, “vekalet ücretine” de hükmedilemez.
Müşterek çocuklar yararına 18 yaşına kadar nafaka her zaman istenebilir ve bunun için evlilik birliğinin kurulmuş olması gerekmez. 
Evlilik dışı olduğu için boşanmaya bağlanan hukuksal sonuçlardan yararlanamaz. Örneğin yoksulluk nafakasına karar verilemez, boşanmanın eki niteliğindeki maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Fakat şartları oluşmuş ise genel hükümlerden yararlanarak maddi ve manevi tazminat isteyebilir.
“-…babalık davasında, manevi tazminata karar vermek için, evlenme vaadi şarttır”. (hgk 10.06.1987 t., e: 1987/12-375, k: 1987/498) 
TMK 304 maddesi gereği doğumdan önceki ve sonraki 6 şar haftalık geçim giderleri,gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri babalık davasıyla birlikte veya ayrıca istenebilir. 
Ayrıca TCK açısından düşünülür ise:
madde 232 - (1) aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
madde 233 - (1) aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Masraflar :
“-…hakim, gerekli masrafların, iki taraftan birinin veya her ikisinin ödemesine karar verebilir. tayin olunan süre içerisinde masrafın yatırılmaması halinde ise, ilerde haksız çıkandan alınmak üzere, devlet hazinesinden karşılanmasına karar verilebilir”. (2 hd. 22.10.2007 t., e: 2006/19367, k: 2007/14093) 
Evlilik dışında doğan çocuk, kendisine verilen ana veya baba, çocuğun infak ve iaşesi için gerekli masrafa iştirak zorundadır. (2 hd. 23.06.1995 t., e: 1995/6539, k: 1995/7418) 

Kısacası, çocuk tanıma yolu ile babasının nüfusuna kaydedildi ise, çocuk için iştirak nafakası davası açabilirsiniz. Ama çocuk tanınmadıysa çocuk için nafaka isteyebilmek için öncelikle babalık davası açmanız gerekir. Bu dava içerisinde çocuk için nafaka talebinde de bulunabilirsiniz. 

ANANIN MALİ HAKLARI
TMK Madde 304 - Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
1. Doğum giderleri,
2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.
Çocuk ölü doğmuş olsa bile hakim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.

Evlilik dışı çocuk, babaya, “mirasçısı” olabilir mi?

Evlilik dışı doğan çocuk babasına mirasçı olabilir. Bu durum tabii baba olması ve hukuken tanınmış olması gereklidir. Eğer açılan babalık davası red edilirse çocuk babasına mirasçı olamaz. 
Bazı Yüksek Mahkeme Kararları
“-…tabii babalığına hükmolunan çocuk, gayri sahih nesepli olarak 743 sayılı medeni kanunun 3678 sayılı kanunla değişik 443. maddesi uyarınca, babasına mirasçı olur”. (ibk 22.02.1997 t., e: 1996/1, k:1997/1) 


“-…tabii babalığına karar verilen çocuk, medeni kanunun 443. maddesindeki nesebi sahih olmayan çocuk kapsamındadır ve nesebi sahih çocuklar gibi, “mirasta eşit” pay sahibi olur”. (hgk 29.06.1994 t., e: 1994/2-244, k: 1994/465) 
“-…bir kimsenin kanından gelen şahsın onun mirasçısı olabilmesi için, kan bağının varlığı yeterli değildir. bu kan bağının, “hukuken” tanınmış olması gerekir”. (2. hd. 26.04.1993 t., e: 1993/603, k: 1993/4179) 
“-…açtığı babalık davası ret edilenler, baba olduğu iddia olunan kimseye mirasçı olamazlar. 02.02.1997 tarihli 1/1 sayılı içtihadı birleştirme kararından yararlanamazlar”. (hgk 14.05.1997 t., e: 1995/2-414, k: 1997/424) 

Evlilik dışı doğan çocuK kimin soyadını taşır?

Kanununun 321. maddesine göre, çocuk ana baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ana baba evli değil ise, çocuk annenin soyadını taşır. Evlilik harici doğan ve annesinin hanesinde nüfusa kayıtlı olan küçüğün, davalı babanın soyadını taşımasını sağlayacak ve idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde baba hanesine kayıt ve tesciline karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır”. (2 hd. 02.03.2006 t., e: 2006/1223, k: 2006/2652) 
“-…çocuk, ana ve baba evli ise ailenin, evli değil ise, ananın soyadını taşır. babasının nüfusuna kaydının yapılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır”. (2 hd. 05.04.2004 t., e: 2004/3567, k: 2004/4312) 

Dava, kimlere ihbar edilir? 
1)Cumhuriyet Savcısı ve hazineye ihbar : 4721 sayılı türk medeni kanununun, 301. maddesi gereğince, babalık davasının, cumhuriyet savcısına ve hazineye ihbarı zorunludur.
humk m. 49 uyarınca, babalık davasında, dava cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbar edilmeden katılmalarına imkan tanınmadan eksik hasım ve tahkikatla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (hgk 02.02.2005 t., e: 2004/2-746, k: 2005/22) 
2)Anne açmış ise, davanın kayyıma ihbarı zorunludur.
3)Davayı kayyım açmış ise, davanın anneye ihbarı zorunludur.
“-…babalık davası, ana tarafından açılmış ise kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edilir”. (2 hd. 09.03.2003 t., e: 2007/18503, k: 2009/3933) 

Dava için yapılacak bilirkişi incelemesi nasıl ve nerelerde yapılıyor? 

1)DNA testi ile babalık karinesi ortaya çıkar
2)Sağlıklı ve doğru bir sonuca ulaşabilmek için, sadece kan örneklerinin alınması yeterli olmayabilir. Duruma göre kıl, mukoza (tükürük) ve doku örneklerinin de alınması gerekebilir. 
3)Bu testler, adli tıp kurumunda veya mahkemenin yetkili kıldığı kurumda, davacı, çocuk ve davalı “birlikte” kuruma sevk edilip yeterli raporlar alınmalıdır. (2. hd. 01.04.1994 t., e: 1994/2615, k: 1994/3332) 

 

Yetkili ve görevli mahkeme :
Çocuğun doğduğu yer yetkili, aile mahkemeleri görevli mahkemedir. 


Yabancı bir mahkemeden babalık davasi ile ilgili alınan bir karar Türkiye’de geçerli olabilmesi için 
Yabancı mahkemeden alınan babalık kararı, önce kesinleştikten sonra tercüme ettirilip, davacı veya vekili tarafından Türk Aile Mahkemelerinde, tanıma veya tenfiz davası açılarak bu karar geçerli hale getirilebilir. 

“-…babalık davasında mk. m. 295’e göre, kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanır”. (ibk 08.11.1991 t., e: 1990/4, k: 1991/3) 

Kamu düzenine ilişkin hallerde, örneğin babalık davasında, mahkeme, kamu düzeni düşüncesi ile, talepten fazlasına karar verebilir. (hgk 16.07.2008 t., e: 2008/15-500, k: 2008/504) 

 

 

Soybağının Reddi Davası

Soybağı ; kişiler arasındaki kan bağını ifade etmektedir. Hukuki anlamda ise özellikle ana baba ve çocuklar arasındaki ilişkiyi tanımlar. Özellikle aile arasındaki bu ilişkiler Miras Hukuku ve Medeni Hukuk alanında etkisini göstermektedir. Ana-baba ile çocuk arasındaki soybağı şu hallerle kurulur :

  •                Çocuk ile anne arasında doğumla kurulur,
  •                Çocuk ile baba arasında ; anne ile evlilik, tanıma veya hakim kararı ile kurulur.
  •                Bunların dışında evlat edinme ile de soybağı kurulmuş olur.

Soybağının Reddi Davası           

Soybağının reddi davası, çocuk ile baba arasındaki ilişkinin sonlandırılmasına hizmet eder. Babalık karinesine göre ‘evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 (üç yüz) gün içinde doğan çocuğun babası koca’ sayılmaktadır. Hal böyleyken çocuk o şahıstan olmasa bile kanunen babası sayılmakta bu da kişileri hukuki anlamda mağdur etmektedir. Soybağının reddi davası da bu mağduriyetin giderilmesine hizmet etmektedir. Soybağının reddedilmesiyle birlikte çocuk ile baba arasındaki bağ ortadan kalkacak, böylelikle hukukun yarattığı babalık karinesi çürütülecektir.

Soybağının Reddi Davasında DAVACI

Babalık karinesinin çürütüldüğü soybağının reddi davasında amaç, babanın çocuk ile bağını ortadan kaldırmaktır. Niteliği itibariyle özel bir dava olan soybağının reddi davasında davacı sıfatı kocadadır. Bunun yanı sıra çocuk da bu davayı açma hakkına sahiptir. Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun 286. maddesine göre ‘koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir’ denmiş ve devamında ‘çocuk da dava hakkına sahiptir’ diyerek çocuğun davacı sıfatına sahip olabileceğini belirtmiştir.

Kocanın Mirasçılarının Dava Hakkı Var Mıdır ?

Kocanın mirasçıları olan kimseler, şayet soybağının reddini gerektirir bir durum söz konusu ise bazı şartların varlığı halinde bu davayı açabileceklerdir. Kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi; dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini öğrendiği andan itibaren 1 yıl içinde soybağının reddi davasını açmak zorundadır.

Baba Olduğunu İddia Eden Kişinin Dava Hakkı Var Mıdır ?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere baba olduğunu iddia eden kişiler ; çocuğun doğumu, kocanın ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini öğrendiği andan itibaren 1 yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.

Soybağının Reddi Davasında DAVALI

Soybağının reddi davasında davalı sıfatı, davayı kimin açtığına göre değişiklik göstermektedir. Nitekim şayet davayı koca açar ise davalı ; anne ve çocuk olacaktır. Şayet soybağının reddi davasını çocuk açmış ise davalı koca ve ana olacaktır.

Soybağının Reddi Davasında ZAMANAŞIMI

Kişiler, soybağı ilişkisini sona erdirmek istiyorsa kanunun belirlemiş olduğu sürelere uymakla yükümlüdür. Nitekim Türk Medeni Kanunu da soybağının reddi davasının açılması için bazı süreler öngörmüş ve bu sürelerde davanın açılmaması halinde bu hakkın kaybolacağını düzenlemiştir. Türk Medeni Kanunumuzun 289. Maddesi hak düşürücü süreleri düzenlemiştir. Buna göre ;

  •                Koca soybağının reddi davasını ;  çocuğun doğumunu, baba olmadığını veya annenin başka bir kişi ile cinsel ilişkiye girdiğini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde doğumdan itibaren 5 yıl içerisinde açmak zorundadır.
  •                Çocuk ise soybağının reddi davasını ; ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde açmak zorundadır.

Hak düşürücü süre olarak düzenlenen bu süreler gecikmede haklı bir sebebin varlığı halinde uzatılabilir. Şayet gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bu sebebin ortadan kalkmasından itibaren 1 yıl içerisinde dava açılmak zorundadır. Aksi halde dava hakkı ortadan kalkacaktır.

Soybağıın Reddi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Soybağının Reddi Davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi veya çocuğun doğduğu yerleşim yeri mahkemesidir.

Dava Süreci

Soybağının reddi davasında Aile Mahkemesi ilk olarak araştırmasını süre yönünden gerçekleştirecektir. Nitekim hak düşürücü sürelerin kaçırılmış olması halinde dava usülden reddedilecektir. Süre yönünden bir sıkıntı olmaması halinde mahkeme araştırma safhasına geçecek ve tarafların çocuk ile ilişkisini araştıracaktır. Bu noktada kan tahlilleri gibi delillerin araştırılmasını isteyecek olan Mahkeme, gerek görürse dna testine de başvurabilir. Nitekim bugün imkanların gelişmesi nedeniyle DNA testi esas sonucu vermekte, Aile Mahkemeleri de bu doğrultuda başarılı kararlara imza atabilmektedirler.

Taraflar bu davada iddialarını her türlü delille ispatlayabileceklerdir.

 

Soybağının Reddi, Davası, Şartları, Tarafları ve Bilinmesi Gerekenler

Soybağı, kişiler arasındaki kan bağını ifade eden bir kavramdır. Hukuk bağlamında soybağı ana baba ve çocuk arasındaki ilişkiyi tanımlamakla birlikte özellikle Medeni Hukuk ve Miras Hukuku alanlarında etki doğurmaktadır. Soybağı ana ile çocuk arasında doğum yoluyla kurulurken baba ile çocuk arasında ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim kararı ile kurulmaktadır. Bunların dışında soybağı evlat edinme ile de kurulmuş olmaktadır. 4721 sayılı Medeni Kanunu 286.maddesi ve devamında soybağının reddine ilişkin düzenlemeler mevcut olup; bu düzenlemelere göre dava hakkının kim veya kimlere ait olduğu, ispat yükümlülüğü ve hak düşürücü süreler belirtilmiştir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI NEDİR?

Soybağının reddi mahkeme kararı ile babalık karinesinin ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir dava şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Babalık karinesi gereğince “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.” Soybağının reddi davası, baba ile çocuk arasındaki mevcut soybağını ortadan kaldıran yenilik doğurucu bir dava olmasının neticesi itibariyle zamanaşımına değil hak düşürücü süreye tabidir.  Ayrıca belirtmek gerekir ki; soybağının reddi davası dışında başka herhangi bir yolla çocuk ile baba arasında mevcudiyetini sürdüren soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması mümkün değildir.  Örneğin nüfus kaydının düzeltilmesi davası –uygulamada soybağının reddi ile nüfus kaydının düzeltilmesi davası birbirine karıştırılsa da-ile çocuk ile baba arasındaki soybağı ilişkisi ortadan kaldırılmaz.

SOYBAĞI HANGİ HALLERDE REDDEDİLEBİLİR?

1.Çocuğun Evlilik İçinde Ana Rahmine Düşmesi

Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır.

Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.

Çocuğun evlilik içinde ana rahmine düşmesi durumunda babalık karinesi oldukça kuvvetlidir. Bu ihtimalde koca ya cinsel ilişkinin imkansızlığının ispatı ile ya da illiyet bağının yokluğunu kanıtlamayla babalık karinesini çürütebilmektedir.

Soybağını reddetmek isteyen koca döllenme dönemi boyunca-doğumdan üçyüz gün öncesi ile yüzseksen gün öncesi arasındaki dönem- karısıyla cinsel münasebetinin imkansız olduğunu ispatlamalıdır. Örneğin o sıralarda iş seyahatinde olan veya ağır bir hastalık sebebiyle hastanede yatan koca bu olguyu kolayca ispatlayabilir. Ancak kişilerin fiilen ayrı yaşamaları, eşlerin birbirleriyle kavgalı olduğu dönemler ispat edilse bile bunlar, cinsel ilişkinin imkansızlığı için yeterli kanıt değildirler.

Koca, cinsel ilişkinin imkansızlığını kanıtlamak yerine diğer bir imkan olan cinsel ilişki ile çocuğun doğumu arasında nedensellik bağının olmadığını da ispat edebilir. TMK 284/2 uyarınca taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir. Bu konuda kan muayeneleri ve genetik incelemeler doğruya en yakın sonucu veren ve kişiye zararı olmayan yollardan kabul edilmektedir.

2. Çocuğun Evlenmeden Önce veya Ayrı Yaşama Sırasında Ana Rahmine Düşmesi

Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez.

Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu  konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur. 

Bu ihtimalde çok daha zayıf olan babalık karinesi, çocuğun evliliğin kurulduğu tarihten yüzseksen günden daha az bir süre zarfında doğması durumunda ya da ayrılık hükmü ile kadının gebe kalma döneminin birbiriyle örtüştüğü vakit başka delillerle desteklenmesine gerek kalmamaktadır. Yani çocuk evlilik sözleşmesini takiben yüzüncü gün doğmuşsa davacının başka bir kanıtına gerek olmaksızın babalık karinesi çürütülmüş olmaktadır.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINI KİM/KİMLER AÇABİLİR? SOYBAĞININ REDDİ DAVASI KİME/KİMLERE KARŞI AÇILMAKTADIR?

Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır.

Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.

Soybağının reddi davasını açma hakkı kural olarak çocuğun babasının koca olduğu düşüncesine dayanılarak kocaya verilmiştir. Bu davayı açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar kapsamında değerlendirildiğinden kişi, sınırlı ehliyetsiz de olsa yasal temsilci izni olmaksızın tek başına bu işlemi gerçekleştirebilmektedir. Ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilmektedirler.

Medeni Kanun gereğince çocuk da soybağının reddi davasını açma hakkına sahiptir. Bu konuda diğer ilgililerin dava hakkı da düzenlenmiştir. Buna göre; ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar.

Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.

Soybağının reddi davasında davacının koca olduğu durumlarda ana ve çocuk arasında zorunlu olarak dava arkadaşlığı bulunmakla birlikte sadece ana ya da çocuğa karşı açılan davalar reddedilmektedir. Ancak, ana veya çocuktan biri ölmüşse dava sağ kalan eşe karşı; her ikisi de ölmüşse mirasçılarına karşı açılmaktadır. Davacının çocuk olduğu hallerde ise yine mecburi dava arkadaşlığı ile ana ve koca davalı tarafta yer almaktadırlar.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Hak düşürücü süreler özellikleri gereği sürenin geçmesiyle hakkı doğrudan doğruya ortadan kaldıran ve yargıcın re’sen göz önünde bulundurduğu sürelerdir. Soybağının reddi davasında koca için davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl hak düşürücü süreye tabidir. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen …her halde doğumun üzerinden beş yıl geçmesi… ibaresi de kanunun ilk halinde mevcuttur. Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.

Davacı tarafta çocuk olduğu hallerde hak düşürücü süre çocuğun, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açma zorunluluğu olarak düzenlenmiştir. Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar.

Dava süresinin uzaması da mümkün olmaktadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Örneğin kocanın savaş sebebiyle bir yerde mahsur kalması, kocanın yurtdışında çalışıyor olması. Hakim dürüstlük kuralı gereğince hangi sebebin haklı bir neden olduğunu somut olayın koşullarına göre değerlendirmektedir.

 

Yorum Bırakın
WhatsApp Destek Hattı
Google Yorumları