Sorularınız İçin Bizi Arayın: - 0532 113 15 08
Dil Seçimi
Menü
Sosyal Medya
Ara

HIRSIZLIK , ŞAHSİ ÇEVİKLİK SURETİYLE HIRSIZLIK

6. Ceza Dairesi 2007/11583 E., 2010/1767 K.


Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 

Sanığın, gece sayılan bir saatte yakınanın işyerinin camını kırmak suretiyle girerek hırsızlık yapmaya kalkışması biçimindeki oluşta, eylemin hırsızlık suçunun yanı sıra 5237 sayılı Yasa'nın 116/2-4 ve 151/1. maddelerindeki işyeri dokunulmazlığını bozmak ve mala zarar vermek suçlarını da oluşturduğu halde, bu suçlardan dava açılmadığının anlaşılmasına göre, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir. 

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 

Ancak; 

1- Sanığın, yakınana ait markete 2,5 metre yüksekliğindeki penceresine merdiven koyarak çıkıp camı kırmak suretiyle içeri girerek hırsızlık yapmaya kalkışması biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyan bina içinde hırsızlık suçunu oluşturduğu, zira, yasa koyucu 5237 sayılı TCY'de, 

765 sayılı TCK'nın 493/1. maddesinde yer alan "şahsi çeviklik suretiyle hırsızlık" suçuna benzer bir düzenlemeye yer vermediği; ayrıntısı Ceza Genel Kurulu'nun 12.05.2009 gün ve 2009/6-80-2009/123 sayılı kararında belirtildiği gibi, 5237 sayılı Yasa'nın 142. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; suçun; elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle işlenmesi hali nitelikli hırsızlık suçu olarak yaptırıma bağlanmış, aynı fıkranın son bendinde ise (b) bendinde belirtilen suçun, beden veya ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenmesi cezanın ağırlatıcı nedeni olarak belirtilmiştir. Buna göre, 142. maddenin 2. fıkrasının (b) bendiyle; elde veya üstte taşınan eşyanın; a) Çekip almak suretiyle, b) Özel beceriyle çalınması, nitelikli hırsızlık olarak düzenlenmiştir. 142. maddenin 2. fıkrasının (b) bendinin gerekçesinden yola çıkılmak suretiyle, "özel beceri" sözcüğünün "elde ve üstte taşınan eşya" koşulundan soyutlanarak (765 sayılı Yasa'nın 493. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendindeki) "kişisel çeviklik" halini de kapsadığı yönünde görüşler bulunmakta ise de; madde gerekçelerinin yalnızca yorum aracı olması ve bağlayıcı bulunmaması, metne aykırı olan madde gerekçesinin, maddenin uygulanma alanını genişletmesine olanak sağlamayacağı nazara alındığında ve 142. maddenin 2. fıkrasının (b) bendinin yazımından; gerek çekip almak suretiyle ve gerekse özel beceriyle ger-çekleştirilen hırsızlık fiillerinin, elde veya üstte taşınan eşyaya karşı işlen-mesinin öngörüldüğü, anılan 2. fıkranın son cümlesindeki hükmün de bunu destekleyici nitelikte olduğu gözetilmeden, sanık hakkında 142/1-b maddesi yerine, aynı Yasa'nın 142/2-b maddesiyle uygulama yapılarak fazla ceza verilmesi, 

2-5237 sayılı TCK'nın 61. maddesine aykırı olarak 35. maddenin, 

143/1. maddeden önce uygulanması, 

3-Sanığın, mükerrir olması nedeniyle hakkında 5237 sayılı Yasa'nın 58. maddesinin uygulanmasına karar vermekle yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, 5275 sayılı Yasa'nın 108/4-5-6. maddesi uyarınca denetimli serbestlik ted-birlerinin uygulanacağı süreyi de belirtmek suretiyle infazın kısıtlanması, 

4-5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, 

Bozmayı gerektirmiş, sanık Murat savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak (BOZULMASINA), 24.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum Bırakın
Danışan Yorumları
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam
WhatsApp Destek Hattı
Google Yorumları