YARGITAY 2. Hukuk Dairesi 2010/15046E. 2010/16097K. 17.10.2011
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm 25.06.2010 tarihli ek karar ile esas hükümde red edilen boşanma davası, kabul edilen kadının nafaka davası,ziynet eşya alacağı davasından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1.Tebliğat Kanunun 41.maddesi gereğince Adli Yargı yerinde mahkemeler,mahkemelerde görevli memurları vasıtası ile tebliğat yapabilir. Ancak,tebliğat mazbatasında tebliğ memurunun adı,soyad ve imzasının gösterilmesi gerekir.(Tebliğat kanunu md.23/8). Mahkemece davanın esası hakkında verilen hükmün kalemde memur vasıtası ile tebliğ edildiği halde, tebliğatı yapan memurun kimliğinin açıklanmadığı görülmektedir. Bu nedenle,hükmün tebliği usule uygun olmadığından tebliğat geçersiz ve temyizin süresinde olduğu anlaşıldığından; 25.06.2010 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.Hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Tanıkların dinlenilmesi konusunda verilen ara kararları ve kesin sürenin taraflarda duraksamaya neden olmayacak açıklıkta olması gerekir. Mahkemece davacı tanıklarının dinlenmesi konusunda kesin süre verilmiş ise de, tanık dinleme giderlerinin miktarı ara kararında açıkça gösterilip, bildirilmemiştir. Tarafın tanığını duruşmaya getirme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. bu nedenle, davacının bildirdiği tanıklarını duruşmaya usulünce çağrışıp, dinlenilme işlemi yapılmadan eksik inceleme ile hüküm oluşturulması (6100 s.HMK. md.240 vd. HMUK md.253 vd)usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen 25.06.2010 tarihli ek kararın yukarda birinci bente gösterilen nedenle kaldırılmasına,temyiz edilen davanın esası hakkındaki hükmün ise yukarda ikinci bente açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-davalı kocanın davalı-davacı kadının nafaka davası ve ziynetlerden dolayı vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.10.2011 Pazartesi
ZİYNET EŞYASI ÜZERİNDE UYUŞMAZLIK • İSPAT KÜLFETİ
ÖZET: Altın ve Ziynet eşyaları kolay saklanan taşınabilen ve
götürülebilen nitelikte eşyalardandır. Hayatın olağan akışına
göre bu tür eşyaların kadının üzerinde olması ve evden
ayrılırken de yanında götürmüş olması esastır.
Y.HGK E: 2010/6-734 K: 2011/17 T: 02.02.2011
(…Dava, ziynet eşyasının aynen, olmadığında bedelinin tahsili istemine ilişkin
olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekilince
temyiz edilmiştir.
Davacı vekili 1 gram ise 2 künye, 2 yüzük, 1 küpe, 1 saat, 20 adet bilezik
ve 113 adet çeyrek altının evlilik birliği içerisinde rızarı hilafına elinden alınarak
bozdurulduğunu ve geri verilmediğini iddia etmiş; Davalı ise davacının evden
ayrılırken sözü edilen ziynet eşyalarının beraberinde götürdüğünü savunmuştur.
Altın ve ziynet eşyaları kolay saklanan taşınabilen ve götürülebilen nitelikte
eşyalardandır. Hayatın olağan akışına göre bu tür eşyaların kadının üzerinde
olması ve evden ayrılırken de yanında götürmüş olması esastır.
Olayımızda davacı kadın ziynet eşyalarının eşi tarafından elinden alınarak
bozdurulduğunu iddia etmişse de bu konuda dinlettiği tanıkların görgüye dayalı
net ve kesin beyanları bulunmadığı gibi evi terk ederken sözü edilen ziynet
eşyalarının zorla elinden alındığını veya götürmesine engel olunduğunu, bunların
müşterek konutta kaldığını da kanıtlayamamıştır.
Mahkemece soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına değer verilerek
davanın kabulü doğru değil ise de davacı dava dilekçesinin deliller bölümünde vs.
delillere de dayandığından bunun yemin delilini de kapsadığı sonucuna varılarak
davalıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre bir karar vermek
gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…) Gerekçesiyle bozularak
dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece
önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara,
bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca
da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının
Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA),
oybirliği ile karar verildi.