Sorularınız İçin Bizi Arayın: - 0532 113 15 08
Dil Seçimi
Menü
Sosyal Medya
Ara

Kdv İadesi Alacağı Doğmadan Haczinin Mümkün Olup Olmadığı

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ 
Esas No:2010/14080 
Karar No:2011/681 


Taraflar arasındaki birleştirilen sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Asıl ve birleşen şikayetler sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.

Şikayetçi L... vekili borçlunun Vergi Dairesinden olan KDV iadesi alacağının haczi için 19.2.2010 günü müzekkere gönderildiğini, alacağın 23.3.2010 günü tahakkuk ettiğini ve haczin diğer hacizlerden önce olduğunu;

Şikayetçi S... vekili 9.2.2010 günü haciz müzekkeresi yazıldığını ancak bunun dikkate alınmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.

Şikayet olunan şirket vekili şikayetçi L...'nin şikayeti hakkında derdestlik itirazında bulunmuş; Vergi Dairesinin mahsuptan sonra 23.3.2010 günü 71.095,14 TL iade kararı verdiğini ve alacağın doğumundan sonra konulan tek haczin kendi hacizleri olduğunu bildirerek şikayetlerin reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece şikayetçi S....'nin alacaklı olduğu dosyadan 11.2.2009 tarihinde haciz konulduğu, borçlu ile Vergi Dairesi arasında süregelen ilişki bulunması nedeniyle doğacak alacağın önceden haczinin mümkün olduğu, Vergi Dairesi'nin haczi işlememek şeklindeki işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle şikayetçi S......'nin sıra cetvelinde birinci, şikayet olunan şirketin ikinci, üçüncü ve dördüncü nihayet şikayetçi L...'nin beşinci sıraya alınması suretiyle yeniden sıra cetveli düzenlenmesi için sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm şikayet olunan şirket vekilince temyiz edilmiştir.

Üçüncü kişilerdeki mal ve hakların ne şekilde haczedileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesinde gösterilmiştir. Anılan yasa hükümlerinin uygulanmasından vazgeçilerek, bir diğer ifade ile haciz ihbarnamesi göndermek yerine müzekkere ile alacak üzerine haciz konulması aynı yasanan 88 inci maddesinde düzenlenen menkul haczi hükümlerine tabidir.

Haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir mal hak yada alacak üzerine haciz konulabilir; öte yandan bu yöntemde üçüncü kişinin itirazına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Vergi Dairesindeki alacağın 23.3.2010 tarihinde doğduğu belirtildiğine göre bu tarihten önce gönderilen haciz yazılarının bir hüküm ifade etmeyeceği ortadadır. Bu ihtimalde sadece belirtilen tarihten sonra gönderilen haciz yazılarının dikkate alınması gerekir. Nitekim Vergi Dairesi müdürlüğünün şikayetçi S....'ın alacaklısı bulunduğu takip dosyasından gönderilen yazıya verdiği cevap da bu yöndedir.

Bu durumda mahkemece şikayetlerin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum Bırakın
Danışan Yorumları
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam
WhatsApp Destek Hattı
Google Yorumları