Sorularınız İçin Bizi Arayın: - 0532 113 15 08
Dil Seçimi
Menü
Sosyal Medya
Ara

İsminden de anlaşılacağı üzere katılma alacağı, niteliği itibari ile bir “alacak” davasıdır.  Katılma Alacağı Davası ve Katılma Alacağının Hesaplanması nedir iyi mi yapılır? Hakkında merak edilen her şeyi makalemizde bulabilirsiniz.

4721 sayılı Türk uygar Kanunu ile getirilen düzenleme doğrultusunda 01.01.2002 tarihi itibariyle gerçekleşen boşanmalarda eşler, aksine bir düzenleme yapmadıkları takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine doğal olarak olmaktadır. Boşanmanın kesinleşmesiyle beraber ise söz mevzusu mal rejimi sona ermiş olmaktadır. Bu durumda eşlerin edinilmiş mallar üzerindeki alacak hakkına ilişkin talepleri katılma alacağı davası ile gerçekleşmektedir.

Katılma alacağına ilişkin davalarda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise kanunda açıklandığı üzere;

– Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi,

– Boşanmaya, evliliğin iptaline yada hakim tarafınca mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme,

– öteki durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

Katılma alacağı edinilmiş olan malvarlığı değerlerinde (eklenecek değerler ve denkleştirmeler hesaplandıktan sonra) ortaya çıkan artık değerin yarısı bulunarak hesaplanır;

-Eşin malvarlığından fiilen çıkmış olup da hukuken malvarlığında mevcutmuş benzer biçimde kabul edilerek hesaplama yapılan bu mal malvarlığı değerlerine “eklenecek değerler” (TMK m.229) denilmektedir:

Madde 229- Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir: 1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde öteki eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar, 2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.

Yani eşin üçüncü kişilere yaptığı karşılıksız kazanmıştalar veya malvarlığını azaltmak amacıyla yaptığı tüm devirler malvarlığında mevcutmuş benzer biçimde o eşin malvarlığına dahil edilir.

– hemen sonra eşlerin kişisel malı ile evlilik içinde edinilmiş malı içinde oluşan yarar veya zararı dengelemek için bir hesaplama yapılması gerekir. Bir eşin kişisel mallarına ilişkin borçları evlilik içinde edinilmiş mallardan yada evlilik içinde edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise meydana getirilen bu dengeleme işlemine “denkleştirme” denilmektedir (TMK m.230).

-Son olarak eklenecek değerler ve denkleştirme hesabı da yapılarak eşin evlilik içinde edinilmiş tüm mallarının toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan  artık kıymet eşler arasında katılma alacağı olarak kabul edilip yarı yarıya paylaşılır (TMK m.236/1).

Belirtmek gerekir ki katılma alacağı davasında, ayni talepte bulunulması mümkün değildir. Tarafların talep hakkı, belirlenen artık kıymet üzerinden hesaplanan alacak ile sınırı olandır. Örneğin, eşlerden biri evlilik içinde alınan evin yarısının mülkiyetinin kendisine geçirilmesini isteyemez. Sadece, bu evin değerinin yarısının katılma alacağı olarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep edebilir. Ayrıca zina ya da hayata kast nedenine dayalı olarak boşanma kararı verilmesi halinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına yada kaldırılmasına karar verebilir. Katılma alacağına ilişkin talepler yönünden zamanaşımı süresi 10 senedir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı ise mal rejiminin sona erdiği tarihtir. Bu kapsamda evliliğin boşanma ile neticelenmesi halinde zamanaşımı süresi, boşanma sonucunun kesinleştiği tarihten; ölüm halinde ise ölüm tarihinden itibaren başlayacaktır.

Yorum Bırakın
Danışan Yorumları
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam
WhatsApp Destek Hattı
Google Yorumları